Gezi Rehberi

Gürcistan’ın Saklı Cenneti Svaneti

Herkese merhabalar. Yazıya Jack Kerouac‘ın çok sevdiğim bir sözüyle başlamak istedim: “Yaşa, seyahat et, maceraya atıl, şükret ve asla pişman olma.” Hayat kısa bir yolculuk. Bu yolculuğun hep aynı kısır döngü içerisinde geçmesi, hayattan aldığımız hazzın azalmasına sebebiyet verecektir. Ben, insanın kendisini keşfetmeye bir sırt çantası alıp yola koyulduğunda başladığına inanan biriyim. Bu yüzden sık seyahat edip, yeni coğrafyalar keşfedip, yeni insanlarla tanışıp, yeni kültürler görerek kendime bu şekilde yatırım yapan insanlar arasında olmaya gayret ettim. Bugüne kadar 25 ülkeye seyahat ettim; hepsinden ayrı bir lezzet aldım ve kendime yeni şeyler katarak daha mutlu olarak geri döndüm. Bu sözlerin ardından sizleri bu yaz gittiğim 2 ülkeden birisi olan Gürcistan‘a kısa bir gezintiye çıkarmak istiyorum.

Bu makalemiz takipçilerimizden Utku tarafından kaleme alınmıştır.Utku‘ya teşekkür ederiz.Sizlerde hikayelerinizi bizimle paylaşırmısınız.HİKAYENİ GÖNDER


Gürcistan’a Dönüş ve Svaneti Keşfi

Gürcistan benim seyahatlere başladığım ilk ülkelerden birisidir ve bu yaz üçüncü kez gitme fırsatı buldum. Yalnız bu kez çok daha farklı bir bölgesine, adeta cennetten bir köşe olan Svaneti‘ye plan yaptım. Herkesin malumu odur ki, Gürcistan denilince akla hep ülkemize yakınlığı ile günübirlik turlarla gezdiğimiz Batum ve başkent Tiflis gelir. Svaneti çok popüler olmayan bir destinasyon olmakla birlikte yeni yeni turizme kazandırılan, Gürcistan‘ın kuzeybatısında, Rusya sınırında yer alan bir bölge. İçerisinde UNESCO Kültür Mirası‘nda yer alan harika köyleri, gölleri, tarihi Orta Çağ’dan günümüze kadar ulaşan Svan kulelerini ve heybetli dağlarında büyüleyici buzulları barındıran eşsiz bir coğrafya.

Bugüne kadar gezdiğim en keyifli rotalardan biri diyebilirim Svaneti için. Bu bölgede her günü farklı bir yer gezerek dolu dolu 6 gün geçirdim. İnsanı adeta mest eden manzaralarında muhteşem fotoğraflar ve videolar çektim. Kafkas Dağları‘nın eteklerine yayılan Svanların yurdunda vahşi buzulların, zapt edilemeyen akarsuların, gizli vadilerin sesi kulaklarınızda yankılanıyor ve kendinizi sanki bir masal diyarında hissediyorsunuz. Heybetli dağları süsleyen bulutları izledikçe “Dünyada böyle yerler var mıymış?” diye kendinize soruyorsunuz.


Mestia: Svaneti’nin Kalbi ve Svan Kuleleri

Svaneti bölgesinin merkezi Mestia kasabasıdır. Mestia‘ya geldiğimde daracık yolların, derin vadilerin, insan görmeden yapılan uzun bir yolculuğun ardından kendimi adeta Orta Avrupa’da, Alpler‘in eteklerine gelmiş gibi hissettim. Modern binalar, iyi tasarlanmış meydan, restoranlar, ana caddenin iki tarafına dizilmiş oteller ile dağ ve ormanın oluşturduğu benzersiz manzara karşılıyor beni. Mestia son yıllarda Kafkasya‘nın en popüler turizm merkezlerinden birine dönüşmüş. Dünya Bankası‘nın desteğiyle yapılan tesisler, havaalanı, ülkenin alçak bölgelerinden ulaşımı kolaylaştıran beton yollar, kayak merkezi, yürüyüş ve diğer doğa sporları için işaretlenen patikalar ilgiyi artırmış. Kentin her köşesi restore edilmiş, pansiyon olarak kullanılan evlerle dolu.

Ama ben özellikle yüzlerce yıl öncesinden kalma, Svaneti bölgesine özgü taş kulelerden gözümü alamadım. Yaklaşık 20-30 metrelik kuleler, yine aynı taştan yapılmış evlerin yanında yükseliyor. Bu mühendislik abideleri, yerleşime gerçekten benzersiz bir görünüm katmış. Bütün bu mimari çaba, insanoğlunun en derinde yatan hisleriyle ilgili tabii: Güvenlik. Svanlar, düşmanı dışarıda tutmak, püskürtmek için böyle dikkat çekici yapılara imza atmış.

Svaneti‘nin en ilginç sembollerinden biri olan, tabiatın güzelliğine eşlik eden, farklı bir gizem veren kuleler aslında savunma amaçlı yapılmışlar. Uzun yıllar boyunca bu toprakların fethedilememesinin sebepleri de sanırım bu kulelerde saklı. Orta Çağ’a tarihlenen bu kuleler, aileler tarafından düşmanlara ve çığ gibi doğal afetlere karşı korunma amaçlı olarak evlerinin bitişiğine inşa edilmişler. Yani her ailenin kendi kalesi bulunmaktadır. Anlatılanlara göre kendi aralarında meydana gelen kan davası çekişmelerinde de yine bu kuleler ailelerin korunmasına hizmet etmiş. UNESCO Dünya Miras Alanı olarak koruma altına alınan kuleler, özellikle Mestia‘da yoğunlaşmış durumda.

Biliyoruz, bazen sadece yeni bir bakış açısına, bazen de sadece bir kaçışa ihtiyacımız olur. İşte bu yüzden Geziyoo.co var. Sadece bilgi değil, aynı zamanda ruhunuza iyi gelecek manzaralar, ilham veren hikayeler ve dünyanın dört bir yanından kalbinize dokunan anlar paylaşıyoruz. ❤️

Bu yolculukta bize eşlik edip desteklemek ister misiniz?


Mestia Çevresindeki Geziler ve Ushguli’nin Büyüsü

Svan kulelerinin bir tanesinin üzerinden Mestia kasabasını izlemek muhteşem bir duyguydu. Aynı zamanda oldukça tehlikeliydi. Çünkü en tepede bulunan çatı tahtaları çürümüştü ve kırılıp kulenin en tepesinden zemine düşme gibi riskli bir durum vardı. Neyse ki sağ salim çıktıktan sonra inmeyi başarabilmiştim. Bölgenin merkezi konumunda bulunan Mestia; etrafta yapılacak geziler için bir üs vazifesi görmekte, konaklamalar bu kasabada yapılmaktadır. Şehirde gezerken, sürekli göreceğiniz ortalıkta dolaşan inekler, domuzlar, ufak ve çocukluğumdan hatırladığım bakkal tarzı satış bölümleri, eski bir kasabada geziyormuşsunuz izlenimi veriyor.

Mestia‘da aynı zamanda bir teleferik bulunmakta. Bu teleferik ile Mestia‘nın büyüleyici manzarası eşliğinde 2350 metre yükseklikte bulunan Zuruldi Dağı‘na yolculuk yapma imkanına sahipsiniz. Ayrıca bu dağın zirvesinden 4710 metre yüksekliğe sahip olan Ushba Dağı‘nı ve onun çift zirvesini görme şansınız var, tabii hava açıksa. Neyse ki ben şanslıydım. Mestia‘dan araçlarla Svanların yaşadığı tarihi köylere, arazi araçları ile trekking rotalarında olan buzullara ve göllere günübirlik gezi yapabilirsiniz.

Svaneti‘de mutlaka görülmesi gereken yerler;

  • İskari
  • Ushguli Köyü
  • Shkhara Vadisi ve Buzulu
  • Chaaladi Vadisi ve Buzulu
  • Koruldi Gölü
  • Tetnuldi ve Banguriani zirveleri
  • Shdugra Şelalesi
  • ve Ushba‘yı sayabilirim.

Her nokta ayrı bir güzellikte olup, her gün ayrı bir yeri gezebilirsiniz. Burada Ushguli için ayrı bir parantez açmak gerekiyor bence. Svaneti bölgesinde Kafkas Dağları‘nın en yüksek zirvelerinden Shkhara‘ya açılan Enguri Geçidi‘nin girişinde yer alıyor ve Svan kuleleriyle korunan dört köyden oluşuyor. 2 bin 100 metrelik rakımıyla “Avrupa’da sürekli yaşanılan en yüksek yerleşim yeri” özelliğine sahip Ushguli, yaşam biçimi itibarıyla Orta Çağ’dan bugüne kadar korunmuş, tipik evleriyle UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi‘nde yer alıyor. Bölgede, Svan kulelerinin en çok görüldüğü Ushguli‘de 200’den fazla Orta Çağ kule evi bulunuyor. Buraya ulaşım oldukça zor; neredeyse yol yok diyebilirim. Arazi araçları ile buraya ulaşabiliyorsunuz. Bu yüzden Ushguli için hayal dünyasının gerçekliğe taşıdığı dünyadaki nadir yerlerden biri demek yanlış olmaz. Avrupa’nın sürekli yaşanılan en yüksek rakımlı köyü ve Gürcistan‘ın da en yüksek zirvesi. Çok güzel bir vadi, bin yıllık Svan kuleleri ve Shkhara Dağı buzulları ve heybetli görüntüsüyle büyüleyici. Burada hayal dünyasını gerçekliğe taşıyan bir ortam var. Bunun en önemli sebebi bence ulaşımın zor olması. Geçmişten bugüne hiç bozulmamış bir yerleşim yeri ve umarım hep böyle kalır.

Buranın yanı sıra diğer buzullar ve göller rotası trekking için oldukça ideal. Bu rotalarda zorlu ama bir o kadar da güzel yollardan geçip, muhteşem manzaralara şahit oluyorsunuz. Kilometrelerce yol yürüyorsunuz ama bundan hiç şikâyet etmiyorsunuz çünkü buna kesinlikle değiyor. Tabii bol fotoğraf çekmek ve geriye güzel anılar bırakmak da cabası. Gürcistan, Karadeniz iklim özelliklerine sahip olduğundan çokça yağış alan bir bölge. Bundan dolayı yemyeşil ormanlar ve gürül gürül akan nehirler sizi karşılayacak. Ben gezimde şanslıydım; hava güneşli ve gezmek için oldukça müsaitti. Her gün için o kadar çok anlatılacak şey var ki, sanırım buraya yazarak bitirmek mümkün olmayacak. Fotoğraflara bakınca iyi ki böyle bir gezi planlamışım diyorum. Şahit olduğum anlar hiçbir zaman hafızalarımdan silinmeyecek. Sağlığım yerindeyken ve fırsatım varken yapabileceğimizin en iyilerini yapma gayretinde olmaya devam edeceğim… Geriye dönüp baktığımda keşke dememek için. Zaman geçiyor ve bizlere verilmiş bu hayatın kıymetini bilmek gerekiyor. Benim için oldukça keyifli olan bir seyahatimi sizlerle paylaşmak istedim. Umarım sizler de okurken keyif almışsınızdır. Önümüzdeki dönemlerde nasip olursa dünyanın başka noktalarına planlarım var. Ekim ayında yapmış olduğum Fas gezisini de farklı bir zamanda kaleme döker, sizlerle paylaşırım. Tekrar görüşmek üzere, sevgilerimle.

''Doğal Tatil mi Planlıyorsunuz? O halde sizler için hazırladığımız bu sayfalara bakarak tatilinizi ayarlayabilir,Türkiye'nin dört bir köşesinde şimdiye kadar görmediğiniz yerleri görebilirsiniz.>>>

Başa dön tuşu
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.